hintlilerin ineğe olan saygısı

hindulardır onlar.
O kadar basit değil aslında ineklere bakış açıları. Saygıyı tüm canlılara duyuyor Hindular.

Yanlış anlamalara mahal vermemek için edit : yalnızca inançlarından bahsediyorum, elbette her zaman sevgi pıtırcığı olmadıklarını biliyorum.

hint kültüründe sadece inek değil, maymunu, kaplanı, leoparı, vs. bütün hayvanat kıymetlidir ve çok zorda ve tehlikeli durum olmadıkça zarar verilmez. ben mesela hindistan'a turist olarak gitsem kaldırıma yayılmış bir inek gördüm mü başını okşar, öyle geçerim. farklı kültürlere saygı buradan geçiyor.

Olaya dinlerin ortaya çıkışının kökenleri olarak bakmak gerekiyor bence. Mesela frigler tarım toplumu olduğu için ve tarımda temel üretim aracı saban ve sabanı çekecek öküz olduğu için, öküz öldürene idam cezası verme noktasına kadar gitmişler.

Medeniyet nerede başlamış ve nereye doğru yayılmış olarak bakarsak, iklimi sıcak ve su kaynaklarına yakın Ekvator hattına yerleşilmiş. Hindistan coğrafyası nanılmaz yağış aldığı için yaşamaya oldukça müsait olmuş. İşte insanlığın ilk dönemlerinde tarım toplumu üretim aracı olarak gördüğü ineği yemeyip kutsal saymış. Orman olduğu için vahşi hayata kutsallık atfetmiş.

Nevada çölünde olsa çıngıraklı yılana tapardı hindular. Çünkü ölümü getiren bir hayvan kutsal olabilir. Yani coğrafya her şeyi belirliyor.

(bkz: COĞRAFYA kaderdir)

Keşke çinliler de yarasa ve her türlü börtü böceğe saygı duysalardı, kendilerini yemek yerine atıklarını yeselerdi...

bende saygı duyuyorum ineğe.bir adanalı olarak özellikle bu formuna muazzam dercede saygım var.

bunun saygıyla falan alakası yok. çıkarcılık ile ilgili konudur..
pk filminde hintlilerin dikilen her şeye tapma vurgusu yapılmıştı ya, işte inek de onlardan biri..
1 milyara yakın insan var ve önüne affedersiniz kemre koysalar, para atıp dua ederler..
sopaya, poka tapan ineğe mi tapmasın...
bu saygı mı bilemem, bence hintliler çıkar nerede ise onu arama peşinde olan bir kavim. bu kanıya nereden vardım; yolda giden bir hintli bakıyor bir tane ağaçtan heykel, yanında iki mum ve birazcık bozuk para gördüğü an, hemen o da heykele bir miktar para atıp dua ediyor. 2 gün sonra bakıyor ki ondan da hayır yok.. sonra bir başkasına böyle böyle insanlar bir arayışa giriyor... orada çok din olmasının nedeni; insanların bir arayış içinde olması.. duamı kim kabul ederse artık.
müslümanlar da var ve eminim bu arayış içinde orayı da ziyaret etmişlerdir. ve de şaşırmışlardır da.. hiçbir hediyeyi, parayı kabul etmeyen tanrı mı olur deyip birçoğu ibadet etmekten vazgeçmiştir.
sabır yok istiyorlar ki dua edince hemen istekleri gerçekleşsin. ineğe tapan birinin duası kabul olmuş hemen din haline geliveriyor..
bütün mesele; çıkarcı olmaları. cıkarcı olmaları da onları bir arayışa itekliyor..
iki kuruş para atınca dua gerçekleşse idi islamiyet bütün dünyaya hakim olurdu..

Öyle bir saygı duyuyorlar ki covid-19'un tedavisi için ineğin idrarını içtiler. Allah ıslah etsin... Akıl ne büyük nimet...

herhangi bir canlıya saygı duymanın kötü bir tarafı yok. müslümanım elhamdülillah diyenlerin kedi yaktığı, köpeklerin bacaklarını kestiği bir dünyada yaşıyoruz. zarar vermesin de isterse tapsın.

öbür taraftan hinduların ineğin idrarını içerek şifa aramasına da çok şaşırmamak gerek. keza biraz batıya geldiğinizde ortadoğuya varıyorsunuz. burada da devenin idrarının şifa olduğunu düşünen inançlar var. biraz daha batıya gidip az bir şey güneye indiğinizde daha da farklı inanışlar görmek mümkün. mesela çocuğu olmayan erkeğe farklı hayvanların testislerini yedirmek gibi.

dini öğretilerin kaynağının tek bir noktaya dayandığını ve üstüne koyarak geliştirilen organizasyonlar olduğunu güzel anlatan bir örnek aslında.