Yeterlilik
liyakat
başlığı lakayt gibi okudum. uzun uzun bir şey yazıp 'lakayt' kelimesini açıkladım. sonra tahmin edin neyi fark ettim? evet, liyakatmış.
(bkz: yaran yanlış okumalar)
(bkz: yaran yanlış okumalar)
bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu.
çok kullanılan, az bilinen kelime. yalakalık ile karıştıran boldur, aman dikkat.
Türkiye'de iyi uygulanmayan ancak bütün dinlerde, bütün ülkelerin adalet sisteminde ve emek verilen bütün uğraşlarda önemsenen “yeterlilik ve uygunluk” durumu. Adam kayırma ile karıştırılmamalıdır.
layık olmaktır, hak etmektir. oturduğu koltuğun, yaptığı işin hakkını verebilmektir. son dönemde özellikle tüm sağlık çalışanlarımız, sağlık bakanımız ve ankara büyükşehir belediye başkanımız bu başlıkla ilgili örnek gösterilebilir.
Teoride savunulan, pratikte ülkemiz adına konuşursak uygulanmayan durum.
Hayvanat bahçesi müdürünü tübitak'ın başına getirmektir... ya da yemekli vagon şefini bölge müdürü yapmaktır. Ya da lise mezununu vakıfbank'ın yönetimine koymaktır. Yani iyi bir şeydir.
O ihtişâmı elinden niçin bıraktın da,
Bugün yatıp duruyorsun ayaklar altında?
"Kadermiş!" Öyle mi? Hâşâ, bu söz değil doğru:
Belânı istedin, Allah da verdi... Doğrusu bu.”
(bkz: Mehmet akif Ersoy)
Bugün yatıp duruyorsun ayaklar altında?
"Kadermiş!" Öyle mi? Hâşâ, bu söz değil doğru:
Belânı istedin, Allah da verdi... Doğrusu bu.”
(bkz: Mehmet akif Ersoy)
edebiyat öğretmenini vali yapmaktır.
bilgisayar dahi kullanmasını bilmeyen kişiyi müdür yapmaktır.
akraba dost kim varsa devlet kurumuna yerleştirmektir.
kişi adına ilana çıkmaktır.
bilgisayar dahi kullanmasını bilmeyen kişiyi müdür yapmaktır.
akraba dost kim varsa devlet kurumuna yerleştirmektir.
kişi adına ilana çıkmaktır.